Sosyal Medya

Makale

Bilge’nin Selamı…

1990’ların baÅŸlarında Bosna Hersek’te yaÅŸanan katliamlar, bütün insanların lanetini hak edecek ÅŸekilde tarihin kara sayfalarına yazıldı. Geçen yirmi yılda bu iÅŸin sorumlusu diye ortaya atılıp yargılanması istenen üniformalı iki zavallı katil, bir yerlerde saklanırken yakalanıp bütün katliamların sorumlusu ilan edilerek yargılanmaktalar. Bu yargılamanın bir aldatmaca olduÄŸu bilinmesine raÄŸmen bu ÅŸahıslar lanetlerin tek muhatabı oldular. Bu arada Srebrenica’da toplu mezarlardan çıkan 8300 ÅŸehidin kemiklerinden kimlik tespiti çalışmaları hâlâ sürüyor… YaÅŸanan bu katliam ne kadar unutturulmak istense de ÅŸehitliklerin ÅŸehri kaplayan görüntüsü buna mani oluyor…

Hepimizin mail kutusuna uÄŸramış internette dolaÅŸan ve baktıkça gözlerimizi yaÅŸartan bir video var… Aliya Ä°zzet Begoviç, yana yatırdığı mavi beresi ile savaÅŸ sırasında oluÅŸturulmuÅŸ askeri birliÄŸi denetliyor. Yüzündeki vakarla gözleri çakmak çakmak ÅŸöyle diyor:

—Selamün Aleyküm Asker!

Bosnalı askerler hep bir ağızdan gökleri inletircesine cevap veriyor.

—Aleyküm Selam…

Adeta kanımı donduran bu sahnede selamlama, BoÅŸnakça deÄŸil Ä°slam’ca yapılıyor. Ä°slam’ın hayattan kovulma gayretinin bizatihi asker tarafından uygulandığı ülkemizde unutturulmak istenen Selam’ın, maÄŸlup olduÄŸu zannedilen yakın bir toprak parçasından gündemime girmesine inanmıyordum. Defalarca bu selamlamayı izleyip aÄŸladığımı hatırlıyorum. Hatta askerlik yapmamak için üniversite yıllarını bilerek uzatandan tutun yurt dışına kaçanlara kadar her kesimden insanın benim gibi hüzünlendiÄŸine ÅŸahit olunca da hayret ediyordum. Dahası alfabesi zorla deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ bir ülkede “Selamun Aleyküm” demenin ne anlama geldiÄŸini fark etmenin neden bu kadar zaman aldığını düÅŸünmeye baÅŸlıyorum.

“KonuÅŸmalar” adıyla neÅŸredilen kitapta Aliya Ä°zzet Begoviç’in bu “Selamün Aleyküm” ifadesinden sonra askerlere nasıl seslendiÄŸi kendi kaleminden ÅŸöyle aktarılmış;

Sevgili askerler! Emrinizde olanlara söyleyin savunmasız insanlara zulmetmesinler. Ancak halkın ordusu olduÄŸumuzda ve insanlar bizden korkmadığında muzaffer olabiliriz. Ä°nsanlarını tehdit eden bir ordu sefildir. Bütün gücünüzün kaynağı halkınızdır. YiyeceÄŸimiz ve içeceÄŸimiz tıpkı bir bitki gibi halkımız tarafından karşılanıyor. Halkımızın ordumuzdan korkmadığından emin olun. Böylece yenilmez olacağız. EÄŸer adalet ve merhametle halkımızı yanımıza çekersek dünyanın bütün ÅŸeytanları toplansa da bizi yenemez. Ayrıca halkınızdan ÅŸüphelenmek yerine onlara inanın. Sizin emrinizde asker olan bir gencin ailesinin her ÅŸeyi olduÄŸunu asla unutmayın ve onların hayatlarına deÄŸer verin. Bizler özgürlük için mücadele eden ve kimseden nefret etmeyen bir halkız. Kısmen cesaretimiz, kısmen de bilgeliÄŸimiz ve iyiliÄŸe yönelimimizle amacımıza ulaÅŸacağız. Tüm acı tecrübelere raÄŸmen insanlardan nefret etmeyeceÄŸiz. Her ÅŸeyin güzel sonuçlanacağı ve bu cehennemden bir çıkış olduÄŸuna dair beslediÄŸim ümitlerin nedeni budur…

140 bin insanı katledilmiÅŸ, 50 bin kadını kirletilmiÅŸ, 2,5 milyon mülteci vermiÅŸ olmasına raÄŸmen, Rasulullah (sav)’ın izinden ayrılmayan bir ‘Bilge’nin, ordusunu “Selam” üzere kurduÄŸunu gösteren bu konuÅŸma, sadece askeri bir birliÄŸi deÄŸil adeta hayatı her alanıyla selamlıyordu. Uhud’da müÅŸriklerin, Müslüman ÅŸehitlerin cesetlerinin organlarını dışarıya çıkarmasına, burunlarını, kulaklarını kesmesine ve onların yakınları tarafından bile zor tanınır hâline getirmelerine raÄŸmen Resulullah’ın (sav) sahabeye savaÅŸ öncesi verdiÄŸi nasihatlerin bugünkü karşılığı olan bu selamlama metnini okuyunca günlerce kendime gelememiÅŸtim.

Aliya’nın bu selamlamasında askerlere, “Ä°nsanların canının, malının ve ırzının selamette olması, size emanettir.” denilmektedir. Buna göre ancak ‘selam’ üzere kazanılan bir savaÅŸ kazanılmış sayılabilir. Bu kazanım, hem Müslümanların hem de insanlığın kurtuluÅŸuna bir vesiledir. Zira kendilerine verilen ve kendilerinin verdikleri bu selamın anlamını takip edenler, insanların hayrını ve iyiliÄŸini gözetirler. Ancak bu ÅŸekilde gökten bölük bölük inen meleklerin yardımı hak edilir. Bu savaÅŸta ölenlere de artık ölü denilmez, onlar Allah’ın rızıklandırdığı ÅŸehitler olarak isimlendirilirler.

“Bunun üzerine (Nuh'a) ‘Ey Nuh! Sana ve seninle beraber (olanlara; senin ve) onlar(ın soyun) dan gelecek olan (iyi) insanlara katımızdan bir Selam, bir bolluk bereket (vaadi) ile gemiden in. Fakat (senin ve onların soyundan gelecek olan zalim ve inkârcı) insanlara gelince, Biz onların (bu dünyada belli bir süre) tutunup geçinmelerine fırsat verecek, sonra da baÅŸlarına katımızdan bir azap saracağız.’ denildi.” (Hud / 48)

Aliya Ä°zzet Begoviç, zalimlerin katliamlarından soydaÅŸlarını korumak için kurduÄŸu bu ‘Selam Ordusu’yla âdeta Nuh (as) gibi bir nevi karada gemi inÅŸa ediyordu. Gemi tamamlanıp halkını katliamlardan ve tecavüzlerden selamete çıkardığında onlara yeni ufuklara doÄŸru yön vermeye devam etti. KurduÄŸu partiyle ‘selam’ın hayata yansıması için yerel yönetimin başına geçti. Barış esenlik ve bereket dolu günler önlerindeydi. Fakat ondan sonra zalim ve fırsatçı, partidaÅŸları Aliya’nın ilkelerini terk edip kendilerine halkın emaneti olan belediyenin mal varlığını soyup soÄŸana çevirdiler. Yeni seçimde Aliya’nın partisi seçimi kaybetti. Artık sosyalistler iÅŸ başına gelmiÅŸlerdi. Ä°lk yaptıkları uygulama ne oldu biliyor musunuz? Devlet dairelerinde “Selamun Aleyküm” denilmesini yasakladılar. Yani cihat ile kazanılan ‘selam’, sosyal hayatta muhafaza edilemeyip yitirilmiÅŸ oldu. Üstelik küçük, basit bir dünya menfaati için. Hâlbuki ‘selam’ın anlamını yakalamak ve yaÅŸamak onlar için ve sonra gelen nesilleri için gerekliydi. Böylece Bosna, bütün bir ümmet için “Selam Yurdu” yani, Medine olma tecrübesinden mahrum kaldı… 

Selam, esenlik ve selâmetin sonsuz kaynağı, her tür­lü kusur ve ayıptan, noksanlık ve eksiklikten, son bulmak ve yok olmak­tan münezzeh olan Allah’tandır. Es-Selam olan, odur.

Selam’ın, kaynağı Allah olduÄŸunda insanlar arasındaki yabancılaÅŸma, ko­pukluk, soÄŸukluk ve dargınlık yok olur. Fertlerin birbirine karşı güzel dileklerde bulunmasıyla sosyal yapı güç ka­zanır. Belli bir amaç etrafında kenetlenmiÅŸ insanların kendi aralarında gösterecekleri bu nezaket, sevgi ve saygı ile toplum hayatı huzur bulur.

Rabbim, bize çok çetin ve zorlu savaÅŸ ÅŸartlarına raÄŸmen mücadelesiyle, hayatıyla ve ölümüyle ‘selâm’ın önemini gösterip kalplerimizde yeni ümitlerin yeÅŸermesini saÄŸlayan Aliya Ä°zzet Begoviç ve takipçilerine rahmet ve maÄŸfiret eylesin. Bizim de bu yolda ayaklarımızı sabit kılsın. Âmin…

Selamun Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.